Şarkı İncelemeleri #1: Dönence



Herkese merhaba, sıradaki yazımda bir şarkı incelemesiyle karşınızdayım. Bugün sizlere, hepimizin çook sevdiği Barış Manço'nun, çokça gizemli şarkılarından biri olan Dönence'den bahsedeceğim. Her şeyden önce, eğer bu şarkıyı hiç dinlemediyseniz muhteşem klibini izleyerek dinleyin 👇🏻 


Aslında hepimiz, bu şarkıyı dinleyince sözlerinin uydurma ve anlamsız olduğunu düşünmüş olabiliriz. Ancak, bu şarkının gerçekten de arkasında yatan şahane bir anlamı var. O zaman hazırsak, başlayalım şarkımızı incelemeye!




Şarkımız ilk olarak Barış Manço'nun 15 Haziran 1989 tarihinde çıkan Hal Hal adlı albümünde yayınlanmıştır. İki farklı versiyonu olan şarkının ben en çok -Spotify'da yazdığına göre- "V1"  versiyonunu seviyorum. Hatta şarkının müzik kısmından küçük bir parçasını, Netflix Türkiye, Stranger Things'in ikinci sezon fragmanında arka müzik olarak kullanmıştı, fena da olmamıştı hani. Fragmana da buradan https://m.youtube.com/watch?v=cdmW5p2clBE ulaşabilirsiniz:)




Dönence kelimesi, sözlükte şu anlama geliyor: "Güneş ışınlarının yılda iki kez yeryuvarına dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve eşleğin 23 derece 27 dakika kuzey ve güneyinden geçen çemberlerin her biri." 

Ve şarkımız aslında bunla direk alakalı. Biliyorum, şu an çoğunuz şaşırdınız, ilk gördüğümde ben de şaşırmıştım. Şimdi şarkının sözlerine bir de bu bakış açısıyla bakalım:

"Gün çoktan döndü buralarda,
Ve ben simsiyah bir gecenin koynunda, yapayalnız bekliyorum.
Duyuyorum, görüyorum, bir gün gelecek dönence, biliyorum..."

Zaten başlangıcından anlayabiliyoruz. Bu sözlerde, buraların karanlık olduğundan ve dönencenin bir gün geleceğini umut ederek bekleyişinden bahsediyor. Aslında umut dolu bir yakarıştır bu. Çünkü dönence, bir başka deyişle iki ayrı kutuptaki meridyenlerden her biri olduğu için, aynı anda üst üste gelmeleri vb. mümkün olamaz. Bu yüzden burda bir bekleyiş, umutla beklenen bir bekleyiş olduğunu anlıyoruz. Gerçekleşmesi imkânsız bir bekleyiş.



"Simsiyah gecenin koynundayım, yapayalnız.
Uzaklarda bir yerlerde, güneşler doğuyor...
(Biliyorum, dönence)"

Burda da yine, başka yerlerde güneşler doğarken, buraların gece olduğunu, yani burası karanlıkken orasının aydınlık olduğunu söylüyor bize Barış Manço.

"Kupkuru bir ağacın dalıyım, yapayalnız.
Uzaklarda bir yerlerde, bir şeyler kök salıyor...
(Görüyorum, dönence)"

Biz kışı yaşarken, onlar yazı yaşıyor. Biz üzgünken, onlar seviniyor.

"Çatlamış dudağımda ne bir ses, ne bir nefes.
Uzaklarda bir yerlerde, türküler söyleniyor...
(Duyuyorum, görüyorum, biliyorum)"




Şarkımıza aslında farklı bakış açılarıyla baktığımızda birbirinden farklı bir sürü anlam çıkarabiliyoruz. Genel olarak ve gerçek bakış açısıyla baktığımızda, buralarda biz kışı yaşarken, başka yerlerde başkalarının yazı yaşadıklarını anlayabiliyoruz rahatlıkla.

Ama daha farklı bakarsak, biz tükenmiş ve üzgünken, başkaları mutlu bir şekilde yaşıyor, biz -tabiri caizse- ölmüşken, onlar diriliyorlar.

Daha da farklı baktığımızda, dönence adıyla da anlıyoruz ki, aynı anda farklı duygularda olabiliyoruz. İlla ki bunu farklı kişilerle düşümememiz lazım. Zaten bizim içimizde milyonlarca faklı kişi yatmıyor mu? Hepimizin içinde milyonlarca dönence var. Her ne kadar biz fark edemesek de. 

Barış Manço, bu şarkının içinde neler geçtiğini, nasıl yazıldığını ve yazılma amacını bir röportajında anlatmış. Onu okursanız her şeyi daha iyi anlayacaksınız. Buradan




Peki, siz Barış Manço'nun Dönence adlı şarkısından ne anlıyorsunuz? Sözleri sizin için neler ifade ediyor? Benim gibi mi düşünüyorsunuz yoksa daha farklı mı? Yorumlarınızı bekliyorum!:)

Hepinize iyi günler!

Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar